Kibir ki yedi günahtan birisi belki de en beteridir, bize de ondan sakınmak düşer, diye başlayabilirdi bu yazı. Oysa bu kez bilinen ezberleri bozalım ve oyunu tersten oynayalım. Güvenli yolları, genel kabulleri bir kenara bırakıp kibrin o denli kötücül olmadığını, günah keçisi rolünün üzerine kaldığını varsayalım. Önyargıların önüne geçerek “ acaba? ” diye sormaya cesaret edebiliriz böylece. Olur ya, belki de insanlığın gelişimi için gerekli olduğunu bile söylemeye vardırabiliriz işi.
Marquis de Sade ve Kötünün Estetiği
Leibniz, Theodicee adlı eserinde yaşadığımız dünyanın mümkün olan dünyaların en iyisi olduğunu söyler. Bu yorum, kitabın adını doğrular tarzda tanrısal adaletin savunusudur ( Teodicee Latince Tanrı ve adalet kelimelerinin bileşiminden oluşur ) ve dünyada bunca kötülük varken Tanrı’ nın niçin bunlara izin verdiği sorusuna Leibniz’ in cevabıdır.
Şüphe: Olmak Yada Olmamak
Şüphesiz Shakespeare’ i tanırsınız. Şüphe yok ki Hamlet’ i de bilirsiniz. Ancak hem Shakespeare’ e hem Hamlet’ e dair, onların ününü perçinleyen bir şüphe perdesi olduğunu düşündünüz mü hiç? Shakespeare’ in şüpheli kimliği ve Hamlet’ in şüpheci ikilemleri üzerindeki bu perdeyi aralayalım o zaman…